Halk Kütüphanelerinin Amacını Yeniden Tanımlamak: Dış Teorik Çerçeveden Esinlenen Eleştirel Bir Yaklaşım
Öz
Kütüphanecilik mesleğinde, bilgi yönetimi akademik çevrelerinde ve medyada halk kütüphanelerinin geleceğine dair birçok görüş dile getirilmektedir. Bazı profesyoneller, kütüphane müdürleri ve bilgi yönetimi bölümü akademisyenleri halk kütüphanelerinin geleceğini parlak görürken, bazı analist ve yorumcular önümüzdeki 20-30 senelik süreçte halk kütüphanelerine yönelik ihtiyaca daha kötümser bir bakış açısıyla yaklaşmaktadır. Her halükarda, halk kütüphanelerinin amaçlarını ve hedeflerini eleştirel bir bakış açısıyla gözden geçirmeleri ve hizmetlerini yeniden tanımlamayı düşünmeleri gerekmektedir.
Google, sosyal medya ve elektronik kitaplar çağında halk kütüphanelerinin yaşamlarım sürdürmelerinin yolları tartışılırken, kütüphanelerin rolünü güçlendirip genişletecek bazı görüşler ortaya atılmaktadır. Halk kütüphanelerini bir buluşma yeri, bir kamusal söylem alanı, bir demokrasi meydanı veya bir öğrenme yeri olarak inceleme görüşü öne çıkmaktadır. Bu çalışmada, küresel kriz ve belirsizlik zamanlarında halk kütüphanelerinin rolü ve faaliyetlerine yönelik bir çalışmanın kavramsal temeline katkıda bulunulurken, Alman filozof Axel Honneth'in, Hegel'in Haklar Felsefesini derinlemesine inceleyen Das Recht der Freiheit isimli çalışmasından bazı düşünceler ele alınmıştır. Honneht'in analizleri adalet teorisini anlamaya çalışmak ve özgürlük kavramının tüm yönlerini ve çıkarımları ele almak üzerinedir. Honneth'in çalışmasında modern toplumda demokrasi kavramının yanı sıra eşitsizlik, güç ve hakimiyet kavramları çerçevesinde görüşler ve bakış açılarına ağırlık verilmiştir. Halk kütüphanelerinin amacı ve öncelikleri tartışmasında Honneth'in teorik çalışmasının etkileri ilk kez bu çalışmada ele alınmıştır. Honneth'in kişisel özgürlüğü kavramsallaştırması Batılı bir bakış açısı, sosyal düzen ve demokratik yaşam biçiminde düşünülürse, halk kütüphanelerini neo-liberal toplumdaki büyüyen demokrasi açığı konusunda ve toplumları küresel açıdan ilgilendiren çelişkiler, krizler ve zorluklar hususunda farkında- lık getiren bir kuruma dönüştürmek konusu da ayrıca öne çıkmaktadır.